5 Şubat 2019 Salı

bilge

Görünmez olur mu
sırtımı dönsem bu ağaç
uzağa gitsem bu deniz yerinde değil mi yine
ölür mü unuttuğum ?
Sustuğum içimde değil mi?
Dün Konuştuğum
kaybolup gitti mi uzay boşluğunda?

Bir türlü bana rastlamayan,
Yine de
Atmosferde dönüp duran
var!
değil mi ?
Bu taş,
Bu kum,
bu su,
ayağımı basmasam da
yüzümü yıkamasam da
var!

Unuttuğum ölür mü bana ?
Hatırlasam ömrün geri  verilir mi sana?
Gittiğinden beri kafam bi dünya...
Dağı taşı yamacı vadisi ile bi dünya kafam
Paraşütlerle iniyor fotoğraflar
Soğuk sularıma
Mağaralarım zifiri
Çukurlarım balçık
Bir sarılsan açılacak tıkalı damarlarım
Göğüs kafesimde çırpınan güvercin
Dinlenecek.
Sarılsak...

Mümkün değil diyorlar
Mümkün gibi geliyor oysa
''Unuttuğun ölür, hatırladığın yaşar'' demiştin bana...
Sen gittiğinden beri
Bir yara
Büyüdü büyüdü
Aldı içine beni
Sonunda

Teselli verdiler bana
Belli belirsiz
Varla yok arası
belki yama yapar bu teselli.
''Az ama biriktireyim'' dedim.
Koyacak yerim yok.
bir top mermisiyle yarılmış
Boşluktan ibaretim
tutmaya çalışıyor beni ince titrek suretim


hakikatte yürür bir gülüş
dişleri kuma karıştıkça gözleri daha çok parlayacak zihnimin haritasında
tepeleri vadileri
çölleri
kafam bir dünya
savaşmayacağım  bu acıyla
ellerimi arkadan bağlasın
saçlarımı dolasın ellerine
sakin sakin teslimim
Üstesinden gelemeyeceğimden de değil aslında
Çırpınmak
lüzumsuz bir dans
ritmini bilmediğin
bu akış karşısında.

Belkide daha çok şey biliyor saç tellerim,
göz kenarlarım,
boynum,
ellerim...
Akışa benden önce direnmeyi bırakan
damarlarım daha bilge.
Haklısın, Unuttuğum ölür bana
haklısın
unutmak yok aslında.





























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder